Zorunlu din dersi ulusal kalmaya mahkûm bir özgürlük kısıtlamasıdır. Bireyin belli bir yönde dini ve felsefi kanaat edinmesi anayasa koyucu tarafından takdir edilmiş ve idare tarafından da bu takdir büyük bir özenle devam ettirilmiştir. Bu zorunluluk, ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili verecekleri kararların iyi olmayabileceği varsayımına dayanmaktadır. Özgürlükleri kısıtlama, doğal olana ya da benliğin özüne dışarıdan bir müdahale olduğu için mutsuzlukların ve huzursuzlukların artmasına neden olur. Birey, kısıtlamalara bir şekilde direnç göstermek ister. Zorunlu din dersi, kendi gayrimemnunlarını doğurmuş ve bunların hukuki bir karşı olma etrafında birleşmelerine neden olmuştur. Sonuçta, zorunlu din dersiyle her ne amaçlandı ise bunun gerçekleşmediği ve bireyin özgürlüğünün kısıtlanması ile bir sonuca varılamadığı görülmektedir. ( Tanıtım yazısı )

İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
Birinci Bölüm
Eğitim Hakkı ve Dini ve Felsefi Kanaat
1. EĞİTİM HAKKI VE ZORUNLU GEREKLERİ
2. EBEVEYNİN DİNİ VE FELSEFİ KANAATLERİNE SAYGI
İkinci Bölüm
Zorunlu Din Dersi ve Endoktrinasyon
3. DİN EĞİTİMİ VE ZORUNLU DİN DERSİ UYGULAMASI
4. ZORUNLU DİN DERSİNİN ENDOKTRİNASYON İŞLEVİ
Üçüncü Bölüm
Zorunlu Din Dersi ve Yargı İçtihatları
5. AİHM'İN İSTİKRARLI İÇTİHADI
6. DANIŞTAY'IN İSTİKRARSIZ İÇTİHADI
Dördüncü Bölüm
Soruna Yaklaşımlar ve Çözüm Yolları
7. ZORUNLU DİN DERSİNE YAKLAŞIMLAR
8. ZORUNLU DİN DERSİ SORUNUNUN GİDERİLMESİ YOLLARI
SONUÇ
KAYNAKÇA